Güçlü Bağışıklık, Yüksek Enerji

Doğru kaynak ve uygun porsiyon ile vücudumuzu ateşleyen roketler: Karbonhidratlar

Karbonhidratlar, vücudun temel enerji kaynağıdır. Doğru besinlerden, uygun miktarlarda tüketildiği takdirde bir füze ateşlenmesi gibi vücudunuzu harekete geçirir ve enerjinizi yükseltir. Beslenmenizde tercih edeceğiniz; tam tahıllı besinler, bulgur, yulaf, çavdar, arpa, kurubaklagiller kompleks karbonhidrat içerir. Bu sayede; kan şekerinizin bir anda yükselmesiyle oluşacak olan yorgunluk ve halsizliği önleyerek, gün içerisinde daha enerjik ve hareketli olmanıza katkıda sağlarlar. Unutulmamalıdır ki, bir besini tamamen hayatınızdan çıkarmak ya da çok az veya çok fazla tüketmek sağlıklı bir seçenek değildir. Bunun yerine yeterli miktarda ve dengeli kombinasyonlarla hazırlanmış olan sağlığınız için en uygun kaynağın, doğru bir pişirme yöntemi ile sunulması sizi sağlığa ulaştıracaktır.

Yeşilin gücünü; baharın enerjisiyle birleştirin. 

Siz de vitamin ve mineraller açısından zengin olan yeşillikleri (roka, maydanoz, dereotu vb.) tüketerek bağışıklığınızı kuvvetlendirin ve bu bahara daha enerjik bir giriş yapın.

Çilek, kivi, armut gibi besinlerin sihrini duydunuz mu? 

İçerdikleri yüksek C vitamini sayesinde kuvvetli antioksidan kapasitesine sahip bu meyveler, enerjinizi artırarak metabolizmanızı canlandırır ve aynı zamanda bağışıklığınızın da korunmasında katkıda bulunur. Özellikle demir kaynakları ile alınan kivi vücudun demir emilimini de artırır. Örneğin; sabah yumurtanızın yanında tüketebilirsiniz.

Kendileri küçük ama etkileri sandığımızdan daha büyük!

 Ceviz, fındık, badem gibi E vitaminininden zengin çiğ kuruyemişler; antioksidan açısından yüksektir ve bu sayede bağışıklık sistemimizi koruyarak mevsim geçişlerini kolaylaştırır.  Porsiyon miktarları kişiden kişiye değişmekle birlikte, her gün 2 bütün ceviz veya 10-12 adet çiğ badem ya da 7-8 adet çiğ fındık tüketmenizde fayda var.

Kendinizi sürekli yorgun ve halsiz hissediyorsanız demir eksikliğine dikkat!

Demir eksikliği, kişide kronik yorgunluk ve halsizliğe yol açar. Kırmızı et, hindi, balık, pekmez demirden zengin besinlerdir. Aynı zamanda yumurta, süt ürünleri, çiğ kuruyemişler ve baklagiller de demirinizi yükseltmenize yardımcı besinlerdir. Bu besinleri beslenmenize ekleyerek demir eksikliğinin ortaya çıkardığı yorgunluk ve halsizliğinizi azaltabilirsiniz. 

Tam bir sağlık deposu: Semizotu

Semizotu; C vitamini, A vitamini, demir, kalsiyum gibi çeşitli vitamin ve mineralleri bol miktarda içerir. Bu sayede besin değeri çok yüksektir. Hastalıklarla mücadeleyi kolaylaştırır ve vücut direncimizi artırır. Ayrıca ödem atmada da etkilidir. Semizotunu pişirmeden salata olarak tükettiğinizde içerdiği vitamin ve minerallerden en yüksek oranda faydalanabilirsiniz. Çilekli semizotu salatası yaz sofralarınıza renk katacak!

Enerjinizi yükseltecek Yeşil Çay

Yeşil çay, içerisindeki kateşin flavanoidleri sayesinde antioksidan özelliğe sahiptir. Bu, halsizliğe karşı güçlü bir kalkan oluşturarak enerjinizi artırır. Yeşil çay, ödem atmanıza da yardımcı olarak kendinizi daha hafif ve hareketli hissetmenizi sağlar. Her gün 1 kupa tüketebilirsiniz. Ancak tansiyon hastasıysanız, yeşil çay tüketiminden mutlaka kaçının.

Sağlığa giden yolun en önemli adımı SU!

Baharın gelişiyle birlikte ısınan havalar, vücudumuzdaki sıvı kayıplarını artırır. Yeterli sıvı tüketilmezse; halsizlik, yorgunluk, bağırsak tembelliği, kas krampları ile karakterize bahar yorgunluğu ortaya çıkabilir. Bu yüzden, yaza enerjik bir giriş yapmak istiyorsak susamayı beklemeden vücudumuza gereken su ve sıvı desteğini sağlamanız gerekir. Gereken miktar her kişi için değişmekle birlikte, günlük ortalama en az 2 litre su tüketmeniz gerekir. Suyu tek başına tüketmek sizin için zor ise; suyunuzun içerisine taze meyve parçaları, nane, limon, kabuk tarçın, maydanoz, salatalık gibi besinleri ekleyerek tatlandırabilirsiniz.

Vücudunuzun yenilenmesi ve toparlanabilmesi için uyku şart! 

Uyku saatleriniz ve düzeniniz, gün içerisindeki enerjinizi de belirler. Günde 6-8 saatten daha az uyuyan insanlarda; halsizlik, yorgunluk, enerji düşüklüğü, sık hastalanma ve güçsüzlük daha sık görülmektedir. Geç saatlerde yatmak vücudun hormon dengesini bozarak melatonin hormonunun işlevini düşürür. Bu da hastalıklara yakalanma riskini artırır. Kaliteli ve yeterli bir uyku(en az 6-8 saat, karanlık ve ses olmayan bir ortamda), gün içinde kendinizi daha enerjik ve canlı hissetmenize yardımcı olacaktır.  Ayrıca derin uykuya sizi rahatlıkla ulaştıracak besinler arasında bakliyatlar, susam, keten tohumu, süt, ceviz, badem, muz, çilek ve ahududu sayılabilir.

Bırakın yüzünüze güneş vursun ve hareketiniz artsın.

Yaz ayları, güneşli havaları değerlendirmek ve hareket etmek için uygun ortam sunar. Düzenli yürüyüş yapmak veya egzersizi hayatınıza dahil etmek, vücut direncinizi artırarak enerji düzeyinizdeki dalgalanmaları önler. Ayrıca kendinizi daha enerjik ve zinde hissetmenize de yardımcı olur. Açık havada yapacağınız 15 dakikalık kısa bir yürüyüş bile üzerinizdeki yorgunluğu atmanıza yardımcı olacaktır.