Kafein; kahve, çay, kola, soğuk çay gibi içeceklerde bulunan bir uyarandır. Tüketildiği zaman kolayca anneden bebeğe geçer ve fetüs üzerinde etkilerini gösterir. Bu yüzden hamilelik sırasında kafein tüketimi, gelişen fetüse etkileri ve gebeliğin ilerleyişi açısından sıklıkla tartışılan bir konudur. Ancak esas sorulması gereken zararlı etkilerinin hangi miktardan sonra başladığıdır. Aslında ülkemizde çay içme alışkanlığı daha çok olmasına rağmen, son yıllarda kahve tüketimi alışkanlığının arttığını görüyoruz. Özellikle kahvenin değişik lezzetlerde ve soğuk olarak hazırlanarak yaz mevsiminde de içecek alternatifi olması tüketiminin artmasının nedenleri arasında yer alıyor, böylece özellikle kahve üzerinden alınan kafein miktarının artışı söz konusudur. Ayrıca çeşidi gitgide artan enerji içecekleri de çok daha fazla oranda kafein tüketimine yol açabiliyor. Kafein alımı ile doğurganlık, düşük riski, prematüre doğumlar, düşük doğum ağırlığı ve doğumsal defektler arasındaki ilişkilerin incelendiği çalışmalarda, yüksek düzeyde kafein (>500 mg/gün) alımının spontan düşüklere, düşük doğum ağırlıklı bebeklere neden olduğu, ancak doğumsal defektlerle ilişkili olmadığı belirtiliyor. Dolayısıyla gebelik döneminde kafeinin ne kadar tüketildiği önemlidir. ABD Gıda ve İlaç İdaresi (Food and Drug Administration, FDA), sağlıklı yetişkinlerde günlük olarak 400 miligram (yaklaşık 4 fincan demlenmiş kahve) kafeinin güvenli tüketim düzeyi olduğunu belirtiyor. Hamilelik döneminde alınan Kafein çok hızlı bir şekilde plasenta aracılığı ile fetüsün dolaşımına katılmaktadır. Fetüsün yeterli enzim sistemleri gelişmediği için kafein metabolizması çok uzun süre almaktadır. Bununla birlikte, Amerikan Jinekoloji ve Obstetrik Derneği’ne göre, gebelik döneminde kafein alımının günde 200 mg (yaklaşık 2 fincan demlenmiş kahve) ile sınırlandırılması öneriliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise sınır değeri günde 300 mg olarak belirtiyor. Gebelikte aşırı kafein tüketimi düşüğe yol açabilir. Özellikle ikinci trimester düşükleri başta olmak üzere diğer düşük vakalarına da sebep olabilir.
Bitkisel Çaylar ve Hamilelik
Birçok alternatif tıp sağlık hizmeti sağlayıcısı, hamilelik sırasında belirli bitki çaylarını tüketmenin ideal hamileliği desteklemek için harika bir yol olduğunu düşünmektedir. Bitki çayları genellikle kalsiyum, magnezyum ve demir açısından ek bir kaynak sağlayabilir. Bununla birlikte, çoğu şifalı bitki üzerinde yapılan çalışmaların eksikliğinden dolayı FDA, bitki çayları tüketirken dikkatli olunmasını öneriyor. Özellikle anne adaylarının rastgele alınmış bitki çaylarını tüketmemesi öneriliyor. Alınan bitki çaylarının içinde olan maddeler mutlaka bilinmeli ve doğru dozda tüketilmelidir. Bazı bitki çayları rahimde kasılmalara neden olmakta ve düşük riskini arttırabilmektedir. Bitki çaylarının tüketiminde önemli olan tüketim miktarına dikkat ederek ve aşırı şekilde tüketmemektir. Kekik, safran, ısırgan, kimyon, tarçın, sinameki gibi bitkiler ve çayları hamilelikte tüketilmemesi gerekiyor.
Kaynaklar:
Bizimle İletişime geçtiğiniz için teşekkür ederiz.